Yurtdışındaki İlk Seçim Gözlemimiz Engellendi
ESHİD, Cumhurbaşkanlığı Seçiminde gözlem yapmak üzere gittiği Kopenhag’da engellemeyle karşılaştı
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Bağımsız Seçim İzleme Platformu’nu temsilen 3 Ağustos 2014 tarihinde seçim gözlemi yapmak üzere gitmiş olduğu Danimarka’nın başkenti Kopenhag Osterbro semtinde yer alan, 12 seçim sandığının kurulduğu, Remisen Oy Verme Merkezi’nde engellemeyle karşılaşmıştır. Temsilcimizin oy kullanılma sürecinde bağımsız seçim gözlemi yapması, ilk olarak seçim alanının içinde yer alan sivil kıyafetli bir emniyet amiri, ardından seçim sandık kurulu başkanlık görevini üstlenmiş bulunan Büyükelçi Mehmet Dönmez tarafından engellenmiştir. Büyükelçi Dönmez, ilgili resmi evrakları incelemiş, ancak Yüksek Seçim Kurulu’ndan kendilerine bu konuda herhangi bir bilgi gelmemesini gerekçe göstererek gözlemcimizi oy kullanma alanına almamıştır.
Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı doğrultusunda Danimarka’da cumhurbaşkanlığı seçimi için oy kullanma günleri 31 Temmuz-3 Ağustos 2014 tarihleri arasında (dört gün), sabah 08:00 ile 17:00 saatleri arası olarak belirlenmiştir. Ancak 3 Ağustos günü oy verme alanında yapılan gözlemde saat 17:00’de sandık görevlileri sandıkların kapatılmaması için Büyükelçi Dönmez tarafından uyarılarak, oy kullanmaya gelecek kişilerin beklendiği, saat 17:00’den sonra iki kişinin oy kullanmasına izin verildiği gözlemlenmiştir. Sandıklar 17:10’da kapatılmış olup, bu durum seçim kanunun 88. Maddesi’nin açık bir ihlalidir. Seçim alanında tespit edilen bir diğer ihlal ise oy verme alanında bulunan emniyet görevlisinin 15 metre kuralını ihlal etmiş olmasıdır.
3 Ağustos 2014 Pazar günü, Kopenhag’ın Osterbro semtinde, Remisen Oy Verme Merkezi’nde bulunulan 4 saatlik süre boyunca parti müşahitleri ve oy vermeye gelen seçmenlerle yapılan görüşmeler sonucunda aşağıdaki sorun alanları tespit edilmiştir:
Seçmen eğitimi: Seçmenlerin seçim öncesinde yeterince bilgilendirilmemiş oldukları gözlemlenmiştir. Yurtdışında ilk defa ve yeni bir sistemle oy kullanılacak olması, başta oy kullanımının randevu sistemiyle düzenlenmesi olmak üzere seçmenler açısından çeşitli zorluklar oluşturmuştur. Özellikle bilgisayar erişimi veya bilgisayar okur yazarlığı olmayan kişiler kendi randevularını alamamış veya randevu sistemine girerek otomatik randevu tarihlerini kontrol edememişlerdir. Seçmenlere, Danimarka’nın kendi seçim sisteminde veya Türkiye’de olduğu gibi seçmen bilgi kartı gönderilmemiştir. Görüşme yapılan bir seçmen, seçmen kayıtları ve randevu sistemi ile ilgili bilgilendirme spotunun başvuru sistemi kapanma tarihinden sonra televizyonlarda dönmeye başladığını belirtmiştir.
Oy verme yerine erişim: Danimarka’da seçimlerin dört güne yayılması ve seçimin tek merkezden yapılması en fazla eleştirilen hususlar arasında yer almıştır. Seçimlerin iki gün olarak planlanması ve en az üç farklı merkezde yapılmasının seçmenlerin erişilebilirliği açısından daha etkili olacağı, görüşme yapılan pek çok seçmen tarafından dile getirilmiştir.
Maddi erişilebilirlik: Seçimin tek bir merkezde yapılması, Danimarka’da seçmenlerin yoğun olduğu bölgelerin seçim merkezine olan uzaklığı göz önünde bulundurulduğunda, seçmenler açısından önemli bir maddi külfet oluşturduğu dile getirilmiştir. Oy kullanma oranının düşük oluşu belirli ölçüde bu duruma bağlanmıştır.
Fiziki erişilebilirlik: Otomatik randevu sistemi aynı aileden veya bölgeden gelecek olan kişilere random-rastgele tarih ve saat aralıkları atamış, bu durum ikamet adresi ile oy verme yeri arasındaki mesafenin uzak olduğu yerlerdeki seçmenler açısından, özellikle de aynı aileden oy vermeye gelecek olanlar için ciddi sorun oluşturmuş, ortak araçla oy verme yerine gelme olasılığını da büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.
Zamansal erişilebilirlik: Görüşme yapılan bir seçmen, seçim merkezine arabayla 1,5 saatlik mesafede bulunan ikamet adresinden ailesiyle oy verme yerine gelmek üzere yola çıktıklarını, ancak eşinin yolda rahatsızlanması nedeniyle hastaneye gitmek zorunda kaldıklarını ve bu nedenle oy verme saatlerini kaçırdıklarını, daha sonra oy verme yerine ulaşmalarına rağmen ”sistemin kapanması” gerekçe gösterilerek oy kullanmalarına izin verilmediğini beyan etmiştir. Konuyla ilgili sandık kurulu başkanından tutanak tutmasını isteyen seçmene, sandık kurulu başkanı olumsuz yanıt vermiştir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği: Seçim merkezinin uzaklığı kadınlar açısından da dezavantajlı durumlar yaratmıştır. Görüşme yapılan bir seçmen, seçim merkezine arabayla üç saatlik bir mesafede ikamet ettiklerini, iki küçük çocuklarını bırakabilecekleri bir yer olmadığı için eşinin (kadın) seçim için randevu almış olmasına rağmen oy vermeye gelemediğini belirtmiştir.
Güvenilirlik: Oyunu kullanmış olan seçmenlerden bazıları zarfların çok şeffaf olmasından şikâyetçi olmuş, verilen oyun zarfların dışından rahatlıkla görülebildiğini, bu durumun oyların güveliği açısından endişe verici olduğunu dile getirmişlerdir.
Belirtilen bir diğer kaygı ise kullanılan oyların her gün sayılmaması ve kayıt altına alınmaması nedeniyle ortaya çıkabilecek ihlallerle ilgilidir. Kullanılan oyların biriktirilerek Türkiye’ye gönderilmesi seçmenlerde seçim sistemine karşı güvensizlik algısı yaratmaktadır. Oyunu kullanmayan bir seçmen, sistemin kötüye kullanılmaya çok açık olduğunu, kullanacağı oyun değiştirileceğini düşündüğünü ve bu nedenle oy vermediğini açıkça ifade etmiştir. 2014 Mart ayında yapılan yerel seçimlerdeki yolsuzluk iddiaları ve şikâyetleri konuya örnek vermiştir.
HDP müşahitlerinin beyanına göre, seçimin ilk günü olan 31 Temmuz 2014 tarihinde HDP müşahitleri oy verme yerine alınmamış, daha sonra yapılan itirazların Türkiye’ye iletilmesi üzerine, YSK’dan Büyükelçi’ye gelen talimat doğrultusunda müşahitlerin oy verme alanında bulunmasına müsaade edilmiştir.
Güvenlik ve Oy Sayımı: Her gün oy kullanma işlemi bittikten sonra, kullanılan oy sayısının belirlenmesi için tutanak tutulmuş, sandık görevlilerinin tutmuş olduğu tutanaklar, müşahitlerin de imzasıyla kayda geçirilerek torbalara koyulup mühürlenmiştir. 3 Ağustos Pazar günü oy verme sayısının tespiti için yapılan sayım süreci ve torbaların mühürlenme işlemleri ESHİD tarafından gözlemlenmiştir.
Mühürlenen torbaların Kopenhag’da bulunan TC Büyükelçilik binasında ayrılan bir odaya kilitlendiği belirtilmiş, odanın anahtarlarının büyükelçi, bir AKP müşahidi/sandık görevlisi ve bir MHP müşahidi/sandık görevlisi olmak üzere üç kişide bulunduğu ifade edilmiştir. Anahtara sahip olan sandık görevlileri ile bizzat görüşülmüş, görüşme yapılan kişiler bu üçlü sisteme son derece güvendiklerini belirtmişlerdir. Ancak bu durum HDP, BDP ve seçmenleri tarafından desteklenen üçüncü aday açısından eşitsiz ve güvensiz bir ortam yaratmaktadır.
Dört günün sonunda toplanan bu oylar, Türkiye’ye gönderilerek YSK’nın belirlediği bir oy sayım merkezinde sayılacaktır.
Yaklaşık 30 bin kayıtlı seçmenin bulunduğu Danimarka’da kullanılan oy oranı %3 civarındadır. Yurtdışında kullanılan oyların toplamının %5 civarında olduğu göz önünde bulundurulduğunda sistemin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini görülmektedir.
Yurtdışında oy kullanma seçimler açısından önemli bir gelişmedir. Ancak bu sistemin her yurttaşın seçme ve seçilme hakkına eşit erişimini sağlayabilecek nitelikte ve güvenilir bir ortamda uygulanması şarttır.