Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne Dair Görüşümüz
TBMM Adalet Komisyonundan geçen ve TBMM Genel Kurulunda görüşülecek Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddetin önüne geçmek adına yeterli olmayıp teklif metninde nitelikli düzenlemeler yapılmamıştır. Bununla birlikte, nefret saiki ile işlenen suçların görünmez kılınması ve cezasız kalması mezkur Kanun Teklifi ile devam etmektedir.
Kadına karşı şiddet eylemleriyle daha etkin mücadele etmek ve caydırıcılığının sağlanması amacıyla 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 82,86,96,106 maddelerinde düzenlenen kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarında, bu suçların “boşandığı eşine karşı işlenmesi’’ durumunda suçun nitelikli hal kapsamında alınacağı teklif metninde yer almıştır.
Bu yönde düzenlenen teklif maddeleri, kadına yönelik şiddete karşı kapsayıcı ve önleyici bir yargısal düzenleme olmaktan çok uzaktır. Bahsi geçen suçlarda nitelikli hal olarak değerlendirilmesi kriterinde evlilik şartının aranması, kadına karşı şiddetle mücadelenin dar bir mahiyette değerlendirilmesi anlamına gelmektedir.
Bu teklif aile içi şiddeti bugüne değin olduğu gibi görünmez kılmakta, resmi bir birlikteliği bulunmayan şiddet mağduru kadınların başta yaşam hakkı, vücut bütünlüğü, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı olmak üzere temel haklarını ihlale açık hale getirmektedir.
CEDAW Komitesi’nin 19 Sayılı Genel Tavsiye Kararı’nda; cinsiyete dayalı şiddet, kadınların erkeklerle eşit temelde hak ve özgürlüklerden yararlanma becerisini ciddi şekilde kısıtlayan bir ayrımcılık şeklidir. Taraf devletler aile içi şiddet ve taciz, tecavüz, cinsel saldırı ve diğer toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı yasaların tüm kadınlara etkin koruma sağlamasını ve bütünlük ve onurlarına saygıyı sağlamalıdır. Bu kapsamda kadına yönelik şiddetle etkin mücadele etmek ve caydırıcı yargısal düzenlemeler yapmak adına teklif metninde belirtilen “boşandığı eski eşine karşı işlenmesi” ibaresine “birlikte yaşadığı, resmi birlikteliğinin bulunmadığı kadına karşı işlenmesi’’ ibaresi eklenmelidir.
Ayrıca, teklif metninde tutuklamaya ilişkin katalog suçlar bakımından somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedenin varlığının aranması özellikle delillerin failin güç alanında bulunduğu cinsel istismar ve cinsel saldırı olaylarında faillerin ceza almasının önüne geçecektir. Cinsel şiddet olaylarında kadının ve çocuğun beyanları esas alınarak somut delil tartışması yapılmalı, bu suçlar açısından kuvvetli suç şüphesi tutuklama için yeterli olmalıdır. Bununla birlikte; kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarının dil, etnik köken, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından vb. nedenlerden kaynaklanan nefret saiki ile işlenmesi hali nitelikli haller arasına alınmalıdır. Yasal düzenlemelerin eksikliği, faillerin başka maddelere atıfta bulunularak cezalandırılması sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca bu eksiklik işlenen suçlardaki nefret saiki ve ayrımcılığı görünmez kılmakta nefret saiki ile işlenen suçların cezasız kalmasına sebebiyet vermektedir. Bu durum ırkçılık ve nefret suçlarına karşı mücadele etmenin önünde engel teşkil etmektedir.