Podcast: Yasaksız Meydan 18 – Barınamıyoruz Hareketi: “Sokaklarda sabahlarken evsiz insanlarla dayanıştık.”
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Kısa Dalga işbirliğinde 2020 yılının Kasım ayında yayın hayatına başlayan Yasaksız Meydan, ikinci sezonuna üçüncü bölümüyle devam ediyor. Zeynep Duygu Ağbayır’ın bu haftaki konuğu; artan barınma problemini görünür kılabilmek için 19 Eylül’de Kadıköy’de Yoğurtçu Parkı’nda ilk nöbet eylemini başlatan Barınamayanlar Hareketi’nden Hüseyin Arif, eylem sürecini anlatıyor:
Kadıköy’de Yoğurtçu Parkı’nda ilk nöbet eylemini başlatan Barınamayanlar Hareketi’nden Hüseyin Arif, Yasaksız Meydan’da Zeynep Duygu Ağbayır’a eylemlerini anlatıyor: “Bazı nöbet için oturduğumuz parklarda, evsiz insanlar da vardı. Biz onlarla dayanışma gösterdik. Böyle bir şey söz konusu. Bunun teşhiri bunun görülmesi bizim için asıl meseleydi.”
“KOLEKTİF BİR SESİN ÇIKMASI GEREKİYORDU”
“Barınamıyoruz hareketi; yüksek kira fiyatlarından ve hayat pahalılığından şikayetçi olan bir grup gencin ne yapılabilir sorusu üzerine ortaya çıktı diyebiliriz. Biz bir grup genç -sonrasında tabi arkadaşlarımız oldukça arttı- zaten temas halinde olan, politik olan; meseleyi dert eden insanlardık. Sonra bu artan zamlar, metrobüste kulağımıza çalınıyor, otobüste kulağımıza çalınıyor, yemekhane sırasında, atıyorum markette durmadan bu şeyle karşılaşıyoruz. Buna karşı böyle kolektif bir sesin çıkması gerektiğini dillendirdik. Ondan sonra arkadaşlarımızın da atılımıyla beraber barınamayanlar hareketi olarak ortaya çıkma kararı aldık. Bu nasıl bir karşılık aldı, ne işe yaradı? Aslında hakikaten de zaten toplumun birçok çevresine yayılmış öfkenin dile gelmesini sağladı. Daha kolektif bir şekilde dile gelmesini sağladı ve gerekli yankıyı uyandırdı diyebilirim.
DAĞINIK UYUYUN
İlk nöbetimizde parka gidip bu akşam buradayız, sabaha kadar burada olacağız, çantalarımızı yastık yaptık demişlerdi. Sonrasında üzerinden birkaç saat geçtikten sonra polis oraya intikal etti çabucak. Kadıköy polisi gelip “Burada eylem yapamazsınız” dedi. Arkadaşlarımız dediler ki; bir şey yapmıyoruz zaten oturuyoruz ya da yatıyoruz hatta millet uyuyor. Bunun fotoğrafları da var. Polis orada şöyle müdahalede bulundu: “Bir arada uyuyamazsınız, dağınık dağınık uyumanız gerekiyor.” Çünkü, güya işte yasak da diyemiyorlar bunun farkındalar, yapamazsınız diyorlar. Bunun daha böyle sembolik bir görünümü olduğu için, bir eylem olduğu için müsaade etmiyoruz diyorlar. Sonra arkadaşlarımızı oradan çıkartmak için bayağı uğraştılar. Arkadaşlar dediler ki, yani barınamayan milyonlarca insan var. Hangi birini sokakta kalmaktan alıkoyacaksınız, ne yapacaksınız vesaire.
İlk geceden itibaren bir anda çok fazla karşılık bulması, muhtemelen devletin emriyle harekete geçen polisin bir şey yapmasını engelledi. Çünkü yoğun bir kamuoyu oluştu ve çok yakıcı bir durum halihazırda. Zaten insanlar bu konudan dertli. Sonrasında biz şöyle bir şeyle karşılaştık. Tam da Cumhurbaşkanı böyle bir sorun olmadığını açıklamıştı; bizi terörist ilan etmişti ki aynı şekilde Süleyman Soylu da. Bu ikisinin bizi hedef göstermesinin hemen peşine polis bize daha laubali davranmaya başladı. Hadi gidin artık falan demeye başladı ve o gece hem İzmir’de hem de İstanbul’daki nöbete sivil saldırılar oldu. Müdahaleler esnasında ya da öncesinde polis hiçbir zaman yazılı bir gerekçe sunmadı. Biz bunu çok dile getirdik ilk gün ve zaten hani son günlerde bu tarz müdahaleler ile karşılaşmıştık arkadaşlarımıza da hiçbir şekilde yazılı dilekçeyle gerekçe göstermediler. Genellikle işte insanları rahatsız ediyorsunuz diyerek müdahalede bulunmuştu.
BÖYLE BİR DAYANIŞMA GÖRMEDİM
Daha çok Twitter ve Instagram üzerinden yürüyen bir kampanya şeklinde ilerliyorduk. Oradaki tepkilere bakılırsa 3-5 tane olumsuz şey dışında aynen hareketin bileşeni olarak kendini addeden binlerce insan var. Bunu geçtik, totalde 7 farklı belediyede yaptık biz bu şeyleri aynı zamanda. İstanbul içinde sadece 7 belediyede. Ben hayatımda bu kadar fazla dayanışma gösteren insanla karşılaşmamıştım şu ana kadar. Yani hangi belediyede olursak olalım halk oraya gelip çorba getiriyor, yok kuru pasta, yok meyve suyu, yok işte sandviç vesaire battaniye. Durum böyleyken insanları rahatsız etmek biraz gülünç duruyor gerçekten. Polisin dediği bir durumla hiç karşılaşmadık, bir söylemle de.
Gerçekten bizim bazı nöbet için oturduğumuz parklarda, evsiz insanlar da vardı. Biz onlarla dayanışma gösterdik. Böyle bir şey söz konusu. Oradaki adamı mesela neden gözaltına almayacak, bizi alırken vesaire. Bunun teşhiri bunun görünürleşmesi orada bizim için asıl meseleydi. Şu an için zaten arkadaşlarımızı gözaltına aldıklarında da hiçbir gerekçe göstermeden tekrar salmış oldular.”
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Kısa Dalga ortaklığında Yasaksız Meydan, barışçıl toplantı ve gösteri hakkı engellenen ve seslerini kamuoyuna duyurmak isteyenlerin platformu olmaya devam ediyor. Eğer siz de toplantı ve gösteri hakkınızın ihlal edildiğini düşünüyorsanız ya da barışçıl toplantı ve gösteri hakkına dair söylemek istedikleriniz varsa, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Yasaksız Meydan ekibine esithaklar@gmail.com adresinden ve sosyal medya hesaplarımızdan ulaşabilirsiniz.