Bağımsız Seçim İzleme Platformundan Çağrı
Türkiye’de farklı tematik alanlarda çalışan sivil toplum örgütleri tarafından 2011 yılında oluşturulan ve hiçbir siyasi parti ya da adayla doğrudan ya da dolaylı ilişkisi bulunmayan Bağımsız Seçim İzleme Platformu , 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde de demokratik gözetim hakkını kullanarak seçimi izleyeceğini açıkladı. Mevcut seçim mevzuatıyla uygulamalarının çeşitli toplumsal kesimlerin seçme ve seçilme hakkını kullanmasını engellediğini vurgulayan platform, yapılan önerilere karşın mevzuat ve uygulamalarda gerekli iyileştirmelerin yapılmadığını kaydetti. Türkiye’nin uzun zamandır ilk kez bu kadar gergin bir seçim atmosferi yaşadığını ifade eden platform, seçim mitinglerinin nefret söyleminin, toplumun çeşitli kesimlerinin ötekileştirildiği ve toplumsal kamplaşmanın yeniden üretildiği bir mecra haline geldiği belirterek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, cumhurbaşkanı adaylarına, YSK’ya, Hükümete, yargı makamlarına, TBMM’ye, medya organlarına ve seçmenlere ayrı ayrı çağrılarda bulundu.
SEÇİMLERİN MEŞRUİYETİNİ BELİRLEYEN KRİTERLERDEN
Bağımsız Seçim İzleme Platformu’ndan yapılan yazılı açıklamada dünyanın birçok ülkesinde seçimlerin, devletlerarası örgütler, uluslararası ve seçimlerin yapıldığı ülkedeki sivil toplum örgütleri tarafından izlenip raporlandığına dikkat çekilerek, “Bağımsız Seçim Gözlemi yapılıyor olması ulusal ve uluslararası kamuoyunda seçimlerin meşruiyetini belirleyen temel kriterler arasındadır” denildi.
SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA ERİŞİM İZLENİYOR
Açıklamada, platformun Türkiye’deki seçimleri “kadın, engelli, farklı etnik köken ya da dini inanç sahibi, LGBTİ, zorla yerinden edilen, okuma-yazma ve Türkçe bilmeyen seçmenlerin insan hakları sözleşmelerinde güvence altına alınan seçme ve seçilme hakkına erişimini” uluslararası standartlar çerçevesinde izlediği kaydedildi.
YSK ‘BAĞIMSIZ GÖZLEMCİLİK’ TALEBİNİ ÜÇ KEZ REDDETTİ
Platform adına Yüksek Seçim Kurulu’na hem 2011 Milletvekili Seçimleri öncesinde hem de 30 Mart Yerel Seçimleri ve 1 Haziran seçimleri için bağımsız gözlemcilik statüsü için başvuruda bulunulduğu ancak her üç başvurunun da kanunlarda herhangi bir yasak olmamasına rağmen YSK tarafından reddedildiği anımsatıldı.
SEÇİM MEVZUATI VE UYGULAMALARI SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ KULLANIMINI ENGELLİYOR
YSK’nın ret kararlarına rağmen platformun demokratik gözetim hakkını kullanarak 2011 yılı genel seçimlerini yedi bölgeden on farklı ilde, 30 Mart yerel seçimlerini de 17 ilde izlediği belirtilerek yapılan ‘Bağımsız Seçim Gözlemi’nin mevcut seçim mevzuatıyla uygulamaların çeşitli toplumsal kesimlerin seçme ve seçilme hakkını kullanmasını engellediği sonucunu ortaya koyduğu ifade edildi.
GEREKLİ İYİLEŞTİRMELER YAPILMADI
Seçmen kütüklerinin oluşturulma yönteminin, siyasal partilerin aday belirleme yöntemlerinin, oy verme yerlerinin fiziksel koşullarının, kullanılan seçim materyallerinin, seçim barajının, YSK kararlarının yargı denetimine, seçimlerin de bağımsız gözlem faaliyetlerine açık olmamasının demokratik toplumun gerekleri ile örtüşmeyip seçme ve seçilme hakkının eşit fırsatlarla kullanımını ortadan kaldırdığına dikkat çeken platform, bugüne kadar yapılan önerilere karşın seçim mevzuatı ve uygulamalardan kaynaklanan hiçbir konuda gerekli iyileştirici düzenlemelerin yapılmadığını vurguladı.
SEÇİM MİTİNGLERİ ÖTEKİLEŞTİRİYOR
Türkiye’nin gergin bir seçim atmosferi yaşadığının altını da çizen Bağımsız Seçim İzleme Platformu, seçim mitinglerinin nefret söyleminin, toplumun çeşitli kesimlerinin ötekileştirildiği ve toplumsal kamplaşmanın yeniden üretildiği bir mecra haline geldiğini belirterek, 10 Ağustos’taki Cumhurbaşkanı Seçimi’nde demokratik gözetim hakkını kullanarak seçme ve seçilme hakkına eşit erişim koşullarını belirlemek için seçim gözlemi yapacaklarını bildirildi.
GÜL’E “TARAFSIZLIĞINI AÇIKLA” ÇAĞRISI
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Anayasa’nın 101. maddesinin ruhuna uygun olarak Cumhurbaşkanı seçiminde tarafsız ve her üç adaya eşit mesafede olduğunu kamuoyuna açıklaması çağrısında bulunan platform, cumhurbaşkanı adaylarına, YSK’ya, Hükümete, yargı makamlarına, TBMM’ye, medya organlarına ve seçmenlere de ayrı ayrı çağrılarda bulundu:
Cumhurbaşkanı Adaylarını; şeffaf bir kampanya yürütmeye, bu amaçla kampanyalarına yapılan bağış tutarlarını ve yaptıkları tüm seçim harcamalarını kamuoyu ile paylaşmaya, kamu olanakları ve yetkilerini seçim kampanyalarında kullanmayacaklarını kamuoyuna açıklamaya, tüm adayların propaganda yapma özgürlüğünü engellemeye yönelik saldırıları kınamaya, toplumsal gerilimi düşürecek açıklamalar yapmaya, seçimin bağımsız gözleme açılması talebimizi desteklemeye,
Yüksek Seçim Kurulu’nu; evlerinden çıkamayan engelli ve yaşlı seçmenler için gezici sandık kurulu oluşturmaya, görme engellilerin oylarını kendi başlarına kullanabilmeleri için her sandık için Braille (kabartma) alfabe ile basılmış şablon oy pusulası hazırlamaya, belediyelere ait engelli hizmet araçlarının seçim günü il seçim kurulları emrine alınması ve il seçim kurulları tarafından engelli ve yaşlı seçmenlerin oy verme yerlerine taşınması için kullanılmasını sağlamaya, Türkçe bilmeyen, okuma yazma bilmeyen ve görme engelli seçmenlerin oylarını kendi tercih edecekleri yakınları ile kullanmasını sağlamaya, seçmen eğitim materyallerinin Türkçe bilmeyen, okuma yazma bilmeyen, işitme engelli veya görme engelli seçmenlerin bilgilendirilmesini sağlayacak şekilde hazırlamaya ve bu konuda ilgili sivil toplum örgütlerinden görüş almaya, seçimlerde sivil toplum örgütlerine bağımsız gözlemcilik statüsü/yetkisi vermeye, seçmen tercihinin açıkça ortaya çıkacağı kadar az sayıda seçmenin bulunduğu yerlere sandık kurarak oy verme gizliliğini ihlal etmemeye, bu durumdaki sandıkları en yakın oy verme yerindeki sandıklarla birleştirmeye, iradesi dışında seçmen kütüklerinden düşürülen seçmenlerin kayıtlı oldukları eski sandıklarda oy kullanması için bir defalığına hak tanımaya, sandık kurulu başkan ve üyelerine ayrımcılık konusunda eğitim vermeye, trans bireylerin oy verirken yaşadıkları kimlik rengi ile ilgili sorun konusunda sandık kurullarını bilgilendirmeye, kadın konuk evleri, huzurevleri, yaşlı ve engelli bakım evlerinde bulunan seçmenlerin oy kullanmalarının sağlanması için gerekli önlemleri almaya, yurtdışında yaşayan tüm seçmenlere oy kullanma konusunda eşit fırsatlar yaratmaya,
Hükümeti; Cumhurbaşkanı adaylarına eşit kamusal olanaklar sunmaya, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlarının tarafsızlıklarını korumaya, cumhurbaşkanı adaylarının seçim merkezlerine, toplantılarına vb. çalışmalarına karşı her türlü şiddet olayının önlenmesi için gerekli etkili önlemleri almaya ve sorumluları yargı önüne çıkarmaya,
Yargı Makamlarını; Tüm adayların seçim büroları ve seçim faaliyetlerine yönelik saldırıları etkin olarak soruşturmaya, Seçim sürecinde adaylar veya basın yayın organları tarafından yapılan ayrımcı ve nefret söylemini etkin olarak soruşturmaya,
Seçim ve Siyasi Partiler Mevzuatının Demokratikleştirilmesi İçin TBMM’yi; 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu(CSK)’nun 6. maddesindeki cumhurbaşkanlığı adaylığı için kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim görmüş olma şartını kaldırmaya, 6271 sayılı CSK’nun 7. maddesi 2. bendindeki %10 oy oranı nispetini %3 olarak değiştirmeye, 6271 sayılı CSK’nun 7. maddesine ek düzenleme yaparak 500 bin seçmenin imzası ile aday gösterilebilmesini sağlamaya, 6271 sayılı CSK’nun14. maddesine ek düzenleme yaparak adayların bağış ve seçim harcamalarını kamuoyuna açıklamasını yasal zorunluluk haline getirmeye, YSK kararlarının yargı denetimine açılmasını sağlayamaya, Siyasi Partiler Kanunu’nu dileyen herkesin siyasete katılımını olanaklı kılan, parti içi demokrasiye olanak sağlayan ve siyasi partilerin şeffaflaşmasını sağlamaya, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un (STHVSKHK) 7. maddesini değiştirerek insanlık suçu işleyenler hariç tüm hükümlülere oy kullanma hakkı tanınmasını sağlayamaya, 298 sayılı STHVSKHK’nın 33. maddesini değiştirerek, seçmen kütüklerinin hazırlanmasında evsizler (sokakta yaşamak zorunda bırakılanlar), kadın konuk evleri, yaşlı ve engelli bakım evlerinde kalanların kütüklere kaydını sağlamaya, Zihinsel engelli bireylerin vasisinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, ayırt etme yetilerinin bilimsel olarak tespit edilmesi ve seçmen kütüklerine kayıtlarını sağlamaya, 298 sayılı STHVSKHK’nın 52. maddesinin seçime katılan siyasi parti ve adaylar arasında yarattığı eşitsizliği önlemeye, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu (MSK)’nun 26. maddesinde değişiklik yaparak oy pusulalarının siyasi partiler ile bağımsız adaylar arasında eşitliği sağlamaya, 2839 sayılı MSK’nun 33. maddesini değiştirerek %10 seçim barajını düşürmeye, 2839 sayılı MSK’nun siyasi partilere devlet yardımını düzenleyen maddesini, tüm siyasal partilerin aldıkları oy oranına göre devlet yardımından faydalanmasını sağlamaya, Seçim kanunlarında oy kullanma süresinin en az 3 gün olmasını sağlamaya, Seçimlerde bağımsız gözlemi sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmaya,
Medyayı; Tüm yurttaşların bilgi alma hakkı ve üç cumhurbaşkanı adayı hakkında kanaat oluşturmasına olanak sağlayacak şekilde adaylara eşit fırsatlar yaratmaya, seçim ortamında toplumsal gerilimi azaltacak bir yayın politikası izlemeye, yayınlarında ayrımcı, ötekileştirici ifadelere ve nefret söylemine yer vermemeye,
Seçmenleri; 10 Ağustos Cumhurbaşkanı Seçiminde yaşadıkları/tanık oldukları hak ihlali bilgilerini bizimle paylaşmaya davet ediyoruz.