“Barışçıl Toplantı ve Gösteri Hakkı İzleme Raporu 2021” Yayında!
Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlardaki aşınmanın temel hak ve özgürlüklere etkileri, barışçıl toplanma özgürlüğünün durumuna bakılarak görülebilir. Hukuksuz yasaklamalar, kamu makamlarının yetkilerini keyfi şekilde kullanması, ayrımcı uygulamalar, yasal tüm araçların caydırıcı etki yaratmak için kullanılması, etkili başvuru yollarının eksikliği, yargısal taciz ve cezasızlık son altı yılda barışçıl toplanma özgürlüğü bakımından öne çıkan sorun alanlarıdır.
Yurttaşların hak taleplerini/tepkilerini dile getirmelerinin bu bağlamda da demokratik katılımın önemli bir aracı olan barışçıl toplantı ve gösteri hakkına getirilen kısıtlamalar, başta ifade özgürlüğü olmak üzere, katılım hakkı, örgütlenme özgürlüğü, seçme seçilme hakkı gibi bir dizi hakkında kısıtlanması anlamına gelmektedir. Bu durum, sivil alanın sürekli baskı altında olmasıyla bağlantılı olarak insan hakları alanında mücadele eden hak savunucuları ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini de etkilemektedir.
İzleme yaptığımız altı yıllık sürece bakıldığında hakkın kullanımının giderek daha da zor bir hal aldığını ifade etmek mümkündür. İhlallerin temel kaynağı uluslararası normlarla uyumlu olmayan yasal düzenlemelerdir. Ancak tüm uyumsuzluğuna rağmen mevcut yasal düzenlemelerin keyfi ve ayrımcı pratiklerle uygulanması sorunu büyütmektedir. Örneğin yasadaki “bildirim” yükümlülüğünün uygulamada “izin alma” şartına dönüşmesi hem mülki idarenin hakka getirdiği kısıtlara hem de güvenlik güçlerinin toplantı ve gösterilere müdahalesine kaynaklık etmektedir. Anayasa’nın 34. maddesindeki düzenlemeye rağmen çoğu durumda barışçıl toplantı ve gösteriler, siyasiler ve medya tarafından kolaylıkla “kanunsuz”, “yasadışı” ya da “provokasyon amaçlı” olarak nitelendirilmekte, kriminalize edilmektedir.
2021 izleme dönemi verilerilyle oluşturulan raporumuzun tamamına bu linkten erişebilirsiniz.