yazılar

AİHM’den Çok Dilli Seçim Kampanyası Kararı

AİHM, seçim kampanyalarını Kürtçe yapan adayların

mahkumiyetiyle ilgili kararda Türkiye’yi haksız buldu

22 Ocak 2013   Zaman
AA, STRASBOURG

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) seçim kampanyalarını Kürtçe yaptıkları gerekçesiyle mahkum olan 4 aday ile adaylara destek veren bir şahsın 2006’da yaptığı şikayette, Türkiye’yi haksız buldu.

Türkiye’deki genel ve yerel seçimlerde aday olan Şükran Aydın, Ayşe Gökkan, Orhan Miroğlu, Mesut Bektaş ile adaylara destek veren Ayhan Erkmen isimli vatandaşların yaptığı başvuruda AİHM, “Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğü ile ilgili 10. maddesini ihlal ettiğine” hükmetti.  (daha&helliip;)

Seçmeli Ders Uygulaması Ayrımcılığa Yol Açıyor

Radikal – Diyarbakır Protestan Kilisesi Pastörü Ahmet Güvener’in lise birinci sınıfa giden ve zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf bırakılan kızına, seçmeli din dersi ‘zorunlu’ kılındı. Baba Güvener, sadece dini içerikli üç dersin seçmeliler arasında bulunduğunu, diğerlerine sınıf açılmadığını, kızının kredisinin tamamlaması ve sınıfta kalmaması için bu üç dini seçmeli dersten birine girmek zorunda bırakıldığını söylüyor. İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Hadi Ağırbaş ise öğrenciler ve velilerin ortak tercihiyle derslerin seçildiğini; öğrencinin, iki liseye naklinin yapılabileceğini belirtiyor.  (daha&helliip;)

BM Raportörü; Yasalardaki Eksiklikler Yargısız Infazların Önünü Açıyor

26-30 Kasım 2012 tarihinde Türkiye’ye resmi  ziyaretini gerçekleştiren Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Christof Heyns yargısız, ani ve keyfi infazlarla ilgili ilk gözlem raporunu yayınladı.

Özel raportör, kolluk güçlerinin orantısız güç kullanımı, Roboski katliamı, kadın cinayetleri, kamu görevlilerinin de facto dokunulmazlıkları, etkisiz soruşturmalar ve uzun yargılama süreçleri, 1990 yıllarda gerçekleşen faili mechul cinayetler ve toplu mezarlar konusuda gözlemlere yer verilen raporda Türkiye’ye  14 öneride bulunuyor. (daha&helliip;)

Ayrımcılığa Göz Yummayın!

Ayrımcılık  ve nefret söylemi birbirini beslemeye devam ediyor.   Yeterli yasal güvencelerin yokluğu ve adli mercilerin bu suçları etkili yollarla soruşturmaması ayrımcılığı ve nefret söylemini gündelik olağan pratikleri haline getirmiş durumda. En son yaşanan ve kamuoyuna da yansıyan iki olay, TBMM’nin vakit kaybetmeden  ayrımcılık ve nefret söylemi ile ilgili insan hakları standartlarına uygun ve etkin olarak uygulanacak bir yasal düzenleme yapmasının gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. (daha&helliip;)

Etnik Ayrımcılık iddiası TBMM’de

Ermeni asıllı Türk vatandaşı Elisabeth Maria Pıçakçı, TBMM Dilekçe Komisyonu’na etnik ayrımcılık şikayetinde bulundu. Kendisi ve ailesinin can, mal güvenliğinin tehlikede olduğunu anlatan Pıçakçı, ticari hayatında nefes aldırmayan Türk kadın esnafın çarşının ortasında “Şerefsiz Ermeni Köpekler” diye bağırdığını söyledi.  Pıçakçı’nın savcılığa yaptığı suç duyurusu ile önlem alınması  için karakola başvurusundan  istediği sonucu alamadığı dikkat çekiyor. Adalet Bakanlığı, konuyla ilgili bilgi isteyen  komisyona, davaya konu olan hususların savcılık yetkisi ve takdirinde olduğunu bildirdi. Savcılığın, ise dosyaya konu olan hususlarda  kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdiği anlaşıldı. (daha&helliip;)

Sayın Cumhurbaşkanı’na Açık Çağrı, Onaylamayın.

Sayın Cumhurbaşkanı Onaylamayın.

Bu Madde Anayasa’nın Eşitlik İlkesi ve BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin Açıkça İhlal Edilmesidir!

 

2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı Özürlüler Ve Bazi Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapilmasi Hakkinda Kanun’nun geçici 2 ve 3. maddeleri ile tüm kamusal alanların ve şehiriçi toplu taşım araçlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi  için 7 yıl sure tanınmıştı.

Bu sürenin dolmasına sayılı günler kala TBMM’de 302 sıra sayılı kanunun görüşülmesi sırasında verilen bir önerge ile 7 yıllık süre 10 yıla uzatıldı.

Süre uzatma teklifi  kadın, çocuk, engelli ve insan hakları alanında çalışan 138 sivil toplum örgütünün karşı çıkmasına, TBMM’de  grubu bulunan dört siyasi partinin grupbaşkanvekilleri ile yapılan görüşmelere ve tüm muhalefet partilerinin hayır oyu vermelerine rağmen   iktidar partisi milletvekillerinin oyları ile kabul edildi. (daha&helliip;)